Fizyoterapi, insanın yaşam kalitesini doğrudan etkileyen, disiplinli olduğu kadar insani yönü güçlü bir alan.
Bu hafta Notet Blog’da, mesleğini tutkuyla sürdüren Fizyoterapist Ahmet Çağatay Saygı ile fizyoterapinin dönüşen yüzünü,
dijitalleşmenin klinik süreçlerine etkisini ve 2025’te yürürlüğe giren yeni yönetmeliğin getirdiği fırsatları konuştuk.
🧭 Mesleğe Giden Yol
Fizyoterapi alanına yönelmenizde ne etkili oldu? Bu mesleği seçme hikayeniz nedir?
Fizyoterapi, insan sağlığına doğrudan dokunan bir alan.
Vücudun nasıl çalıştığını anlamak ve insanlara hareket özgürlüğünü yeniden kazandırmak beni her zaman cezbetti.
Uzun yıllar sporun içinde yer aldım, bu da bedenin sınırlarını ve potansiyelini yakından gözlemleme fırsatı verdi.
Zamanla bu merak profesyonel bir tutkuya dönüştü ve fizyoterapi benim için sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi haline geldi.
Fizyoterapiye yönelmek, insanın hem kendini hem de başkalarını tanıdığı bir yolculuk.
Çağatay’ın da dediği gibi, bu meslek yalnızca tedavi değil, insanın hareketle yeniden güç bulmasını sağlıyor.
🎓 Eğitim Süreci ve Deneyimler
Eğitim sürecinizde sizi en çok geliştiren ya da zorlayan alan hangisiydi?
Üniversite döneminde teorik bilgi çok önemliydi ama asıl gelişim sahada başladı.
Özellikle 4. sınıf stajları, beni hem mesleki hem insani açıdan çok olgunlaştırdı.
Nöroloji ve nöroşirurji alanlarında çalışmak zorluydu ama her vakada insan bedeninin mucizevi uyumunu görmek büyük bir deneyimdi.
O dönem bana sabrın, gözlemin ve empati kurmanın önemini öğretti.
Eğitim süreci boyunca elde edilen bilgiler, sahadaki gözlemlerle birleştiğinde gerçek anlam kazanıyor.
Her hasta, yeni bir ders ve yeni bir bakış açısı kazandırıyor.
🩺 Klinik Yaklaşım ve Danışanlarla İletişim
Fizyoterapi seanslarında danışanlarla çalışırken en çok hangi konulara dikkat ediyorsunuz?
İlk adım her zaman danışanı anlamak.
Sadece ağrısını değil, yaşam biçimini, beklentisini ve motivasyonunu da tanımak gerekiyor.
Sabit bir program yerine kişiye özel planlar oluşturmak, hem daha güvenli hem de daha etkili sonuçlar veriyor.
Tedavi sürecinde açık iletişim kurmak ve danışanın sürece aktif katılımını sağlamak benim için çok önemli.
Çağatay’ın yaklaşımı, modern fizyoterapinin özünü yansıtıyor:
kişiye özgü, bütüncül ve iletişim temelli bir rehabilitasyon anlayışı.
🌟 Fizyoterapistlikte Başarının Sırrı
Sizce iyi bir fizyoterapist hangi özelliklere sahip olmalı?
Bence iyi bir fizyoterapist, sadece kasları değil, insanı bütünüyle anlamalı.
Gözlem gücü yüksek, iletişimi kuvvetli ve etik değerlere bağlı olmalı.
Bilgi birikimi kadar, doğru zamanda doğru kararı verebilme yeteneği de çok önemli.
Ve en önemlisi, öğrenmeyi hiçbir zaman bırakmamalı. Çünkü insan bedeni sürekli değişiyor, bu yüzden bizim de sürekli güncel kalmamız gerekiyor.
📈 Fizyoterapiye Artan İlgi
Günümüzde fizyoterapi hizmetlerine artan talebi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Artık insanlar sadece ağrı hissettiklerinde değil, sağlıklı kalmak için de fizyoterapiye başvuruyor.
Nüfus yaşlanıyor, masa başı işler artıyor, hareket azalıyor.
Bu da kas-iskelet sistemi problemlerini çoğaltıyor.
İnsanlar artık farkında: erken müdahale, yaşam kalitesini korumanın anahtarı.
Sağlık bilincinin yükselmesiyle birlikte fizyoterapi, koruyucu sağlık yaklaşımının merkezinde yer alıyor.
Bu dönüşüm, mesleğin geleceğini de şekillendiriyor.
⚖ 2025 Yönetmeliği ile Yeni Dönem
2025 yılında yayımlanan “Sağlık Meslek Mensuplarının Serbest Meslek İcrası Hakkında Yönetmelik” sizce fizyoterapistler için ne gibi değişiklikler getirdi?
Bu yönetmelik, mesleğimizin görünürlüğünü artıran önemli bir adım oldu.
Artık fizyoterapistler mesleklerini bağımsız şekilde icra edebiliyor.
Bu hem topluma daha fazla fayda sunmamızı hem de kendi alanımızda söz sahibi olmamızı sağladı.
Uzun süredir beklenen bir düzenlemeydi ve mesleğin itibarını güçlendirdiğine inanıyorum.
Artık fizyoterapistlerin kendi kliniklerini açabilmesi mesleğin geleceğini nasıl etkiler?
Bu, hem hizmet kalitesini hem de mesleki özgüveni artıran bir gelişme.
Kendi kliniğinde çalışan bir fizyoterapist, danışanına daha özgür, daha bütüncül bir hizmet verebiliyor.
Aynı zamanda toplumda farkındalık yaratmak için de önemli bir fırsat.
Sizce bu yönetmelik, kaliteyi artırır mı yoksa bürokratik yük mü getirir?
Elbette bazı idari zorluklar olacaktır, ama uzun vadede kaliteyi artıracağına inanıyorum.
Çünkü artık daha net standartlar var, daha şeffaf bir sistem kuruluyor.
💻 Dijitalleşme ve Klinik Yönetimi
Randevularınızı ve danışan takibini nasıl yönetiyorsunuz?
Notet kullanıyorum.
Randevularımı tek ekrandan görebilmek, oda ve uzman bazında planlama yapabilmek büyük kolaylık sağlıyor.
Özellikle yoğun günlerde karışıklığı önlüyor ve hiçbir danışanın randevusu gözden kaçmıyor.
Kısacası hem düzen hem de verimlilik kazandırıyor.
Notet gibi dijital sistemler size işinizi kolaylaştırmada nasıl yardımcı oluyor?
Notet sayesinde seans geçmişlerini, danışan bilgilerini ve hizmet detaylarını tek platformda takip edebiliyorum.
Otomatik SMS hatırlatmaları ve geri bildirim anketleri hem benim hem danışanlarım için büyük rahatlık.
Artık gün sonunda zamanımın çoğunu evraklarla değil, danışanlarıma ayırabiliyorum.
📍 Notet – Randevu Yönetimi ve Dijital Hatırlatma
Dijitalleşme, kliniklerde sadece kolaylık değil, aynı zamanda güven duygusu yaratıyor.
Çağatay’ın da vurguladığı gibi, sistemli çalışma hem profesyonelliği hem de danışan memnuniyetini artırıyor.
🤝 Dijitalleşmenin Danışan Memnuniyetine Katkısı
Dijitalleşmenin fizyoterapi hizmetlerinde danışan memnuniyetine katkısı sizce nedir?
Dijital sistemler sayesinde danışanlar kendilerini sürecin bir parçası olarak hissediyor.
Randevular hatırlatılıyor, seanslar düzenli ilerliyor ve iletişim kesintisiz sürüyor.
Bu da güven duygusunu güçlendiriyor.
Artık birçok danışan, klinik seçiminde dijital altyapısı güçlü yerleri tercih ediyor.
Journal of Digital Health (2023) verilerine göre, dijital takip sistemleri kullanan kliniklerde hasta memnuniyeti oranı %40 daha yüksek.
Fizyoterapi gibi insan temasının yoğun olduğu alanlarda bu fark, büyük bir avantaj sağlıyor.
🌱 Meslektaşlara ve Danışanlara Tavsiyeler
Kendi kliniğini açmak isteyen fizyoterapistlere ne tavsiye edersiniz?
Hangi alanda uzmanlaşmak istediklerine karar vermeleri çok önemli.
Herkesin güçlü olduğu bir yön var; o yönü geliştirip kaliteli hizmet sunmak başarıyı getiriyor.
Ayrıca dijital sistemleri iyi kullanmalarını öneririm.
Planlama, iletişim ve veri takibi artık modern bir kliniğin olmazsa olmazı.
Son olarak, danışanlarınıza veya meslektaşlarınıza bir mesajınız var mı?
Danışanlarıma şunu söylemek isterim: “Gücünüz ağrılarınızdan daha büyük buna inanın.”
Meslektaşlarıma ise; “Her seans, bir insanın hayatına dokunma fırsatıdır. Bu değerin kıymetini bilin.”
Fizyoterapist Ahmet Çağatay Saygı’nın yaklaşımı, bilimin rehberliğinde insana dokunan bir sağlık anlayışını temsil ediyor.
Onun sözleri, modern fizyoterapinin sadece fiziksel değil, aynı zamanda dijital bir dönüşüm süreci yaşadığını da hatırlatıyor.
Bu dönüşümde Notet, fizyoterapistlerin en güvenilir yardımcılarından biri olmaya devam ediyor.